Geçen günlerden biri cnbc-e’de one tree hill adlı bi dizi izledim,izlediğim bölümde luğzır bi çocuk okula tabancayla gelip ortalığı birbirine kattıktan sonra bikaç çocuğu okulun sığınağında rehin alıyordu.Çocukların bunu telkin etme çabalarına rağmen bizimkisi acayip öfkeliydi kendisini ezdikleri için. başından geçen bi şeyi anlattı sonra,bi ara hastalanmış bu hastaneye yatmış,taburcu olup da okula döndüğü zaman kimse hatrını sormamış geçmiş olsun dememiş. İşte ben de farkettim o an:Yahu ben niye luğzır olayım ki? İnsanlar çok şükür halimi hatrımı soruyor,bana bi şey olsa endişe duyuyolar,tek pürüzüm onlardan biraz farklı olmam, bunu da doğru kullanırsam meziyete çevirebilirim. Zaten sorun benim arkadaş edinmek için tuhaf yollara başvurmammış aslında,bu yüzden yanlış anlaşılmıştım zamanında da. Mesela Necla Teyzem anlattıydı: 4-5 yaşlarındayken ben bi grup çocuk top oynuomuş, gelmiş topu ayaamla durdurmuş önümdeki çocuğa sormuşum: “Göl nedir gölet nedir?” tabi ki bu tarz bi tanışmadan sonra o çocuun arkadaşım olmasını bekliyemem, adam gibi ilişki kuramazsam. Ama artık öyle değil çok şükür, kendime çekidüzen verdim. Hem çok şükür arkadaş da edinmeye başladım yeni ortamımda (mesela gittiğim dans kursundan bi eleman ve tayfası, beni de o üye etmişti) , işler gayet iyi gidiyor ve ben ezik falan değilim.
Ha bu arada ege üniverstesinin kondüsyon salonunda kas çalışmaya başladım,inşallah üç dört ay sonra üçgen vücut olurum 😀